Çocuğunuza nasıl davranıyorsunuz? Sizce çocuğunuza davranış biçiminiz onun hayatnını şekillendiriyor mu? Hiç sevgi görmeyen bir çocukla, aşırı sevgi görmüş bir çocuk arasında dağlar kadar fark görebiliyorsunuz.Birçok araştırmaya göre veliler kendi çocuklarının eğitimlerine nasıl yaklaşacaklarını bilmiyorlar. Birçok ebeveyn, çocukların gittiği okuldan, sınıftan ve öğretmenlerinden bihaber. Başka veliler de çocuğu başarılı olsun diye kendi çocuğunu etütlere, dershanelere, gece yarılarına süren ödev koşturmacalarına zorla sürüklüyor. Cumartesi ve Pazar sabahları gözleri kan çanağı, soğukta otobüs bekleyen,7-8 yaşından 15-16 yaşına kadar çocuklar görüyorum.
Çocuklara yaklaşım
Bu sadece eğitim ile alakalı da değil. Çocuğumuza olan yaklaşımımız onun karakterini de şekillendiriyor. Hiç sevgi görmeyen bir çocukla, aşırı sevgi görmüş bir çocuk arasında dağlar kadar fark görebiliyorsunuz. Ailenin tutumu, çocuğun ilerde edineceği davranışları şekillendiriyor. Utanç toplumu içinde savrulan bir ailenin çocuğu da içe kapanık, asosyal ve pasif olabiliyor. Çok sevgi görmüşse görmemişse de çocuğunuz, şımarık, saldırgan, aşırı özgüvenli, özgüvensiz olabiliyor. Kaygı düzeyi yüksek veya düşük olan çocuklarda da davranışsal bozukluklar görülebiliyor.
Akşam, babasından dayak yiyeceği konusunda kaygılanan bir çocuğun davranışı ile her isteği karşılanan bir çocuğun davranışları birbirinden farklı olabilir. Ancak, kaygı düzeyi düşük olan çocukta, vurdum duymazlık, saygısızlık, istek ve arzularını karşıdaki kişinin düşüncesinden üstün tutma gibi davranış sorunları görebilirsiniz. Çocuğunuzun istek ve arzularını yerine getirmeniz çocuğunuza uygun davranış kazandıracağınız anlamına gelmiyor. Çok oyuncak, çok sevgi, çok oyun çocuğu iyi bir insan yapmayabilir.
Ayarsız çocuk sevgisi
Geçenlerde ATM’nin başında para çekmek için sıra bekliyordum. Arkamda annesine oyuncak alması için ağlayarak baskı yapan bir çocuk gördüm. Annesi oraya çocuğun istediği oyuncağı alabilmek için para çekmeye gelmiş, ancak istediği oyuncağı alabilmek için yeterli parası olmadığını çocuğuna izah ederken çocuk birden kendini yere atmaya başladı. Yerde yuvarlanıyor, debeleniyor, elleri ile yere vuruyordu. Çocuk yetişkin olsaydı bence akli dengesi bozuktur diye düşünülebilirdi. Ancak verilen ayarsız sevgi işte oğlunuzu veya kızınızı deliden beter bir hale sokuyor, sizi etrafa utandırabiliyor. Kadın yerine ben utandım!
Başka bir örnek ise mahallemizden; oğlum mahallede oynamaktan geldi, evde konuşurken ağzından daha önce hiç duymadığım bir hakaret cümlesi çıktı. Oğlum 5 yaşında ve evde bu tür kelimeler kullanmamaya özen gösteriyoruz. Hem ben hem de eşim 10 saniyelik bir şokun ardından, evden inerek mahallede bu cümleyi ona söyleyen arkadaşını aramaya başladık. Oğluma cümleyi söyleyen çocuğa, nereden öğrendiğini ve neden kullandığını sorduk. Hazır cevap çocuk, babam annem sürekli söylüyor dedi. Bu cümleyi söylerken annesi yanındaydı ve oğluna, oğlumuza bu cümleyi söylediği için kızarken, başka bir küfür etti. Ben ve eşim daha büyük bir şok yaşadık.
Çocuğunuza hem sevgi hem ilgi göstermelisiniz. Ancak bunu uygun düzeyde, uygun şekilde yaparsanız, çocuğunuzdaki davranış problemlerini en aza indirir, ergenlik döneminde yaşayacağınız sorunların çoğunu daha ortaya çıkmadan söndürür, olgunluk döneminde uygun davranışlar sergileyen bireyler yetiştirmiş olursunuz.
Çocuk ve Disiplin
Çocuk disiplinsiz yetişmez ve disiplin dayak atmak değildir. Çocuğunuza sevgi ve ilgi göstermelisiniz. Ona zaman ayırmalı ve uygun olmayan davranışlarını uygun biçimde (mantık çerçevesinde) yönlendirmelisiniz. Ancak bir oyuncağı kırdığında, sizinle uygun bir ses tonu ve uygun bir tavır takınmadan konuştuğunda, isteklerini uygun bir şekilde talep etmesi için onu yönlendirmediğinizde çok sevilmiş ama hiç ilgilenilmemiş şımarık bir birey yetiştirmiş oluyorsunuz. Çocuğun bu davranışlarında ona,
“Bunu yapman yanlış, çünkü ben senden büyüğüm ve benden isterken ‘’lütfen’’ demelisin” diyerek uyarmalısınız.
Veya
“Ağlamayı bırak ve ne istediğini uygun bir şekilde söyle. İstediğin şeyi yapmam için benim işlerimi bitirmemi beklemelisin.” diyerek ona uygun bir tavır aşılayabilirsiniz.
Çocuk buna rağmen tavrını sürdürüyor ise,
“Bunu yapmaya devam edersen, içerde yalnız başına oturup, yaptığın şeyi düşüneceksin” diyebilirsiniz.
Odada geçirdiği zamandan sonra onunla oturup aldığı cezanın nedenini ve sizi nasıl etkilediğini anlatmanız gerekiyor. Ama LÜTFEN istikrarlı olun aldığınız kararların arkasında durmayan çaya atılmış şeker gibi çocuğun sözleri karşısında eriyen veliler olmayın. İstikrar çocuk yetiştirmede olmazsa olmazdır. Çocuğu disipline etmeye kalkıp ondan sonra verdiğiniz kararlardan vazgeçerseniz elinize aldığınız kontrolü eskisinden daha beter kaybedersiniz. Bunu istikrarlı bir şekilde kendi çocuklarımda uygulayan birisi olarak söylüyorum, bu yöntemin birçok çocukta işe yaradığını gördüm kendi çocuklarım buna dahil.
“Allah sevdiğini terbiye eder”
Disiplin kavramı bizim kötü kullanımımız nedeni ile kirletilmiştir. Bu kavramı dövmek, çocuğu yola getirmek için bir silah olarak kullanmak anlayışı ile karıştırıyoruz. Ancak Kutsal Kitap bu konuda çocuğun yetiştirilmesinde ebeveyn olmanın bir gereği olarak bakıyor. İncil’e göre “Allah sevdiğini terbiye eder.”
Terbiye etmek kavramının iki ekstrem ucu var. Bir uçta, terbiye etmeden, çocuğun olumsuz davranışlarını uygun bir çerçevede söndürmeden, ‘terbiye edilmemiş’ bir birey yetiştirmek. Diğer uçta ise terbiye etmek sınırını aşıp çocuğun duygusal dünyasını altüst edecek derecede çocuğa yüklenmek yatıyor. Eğer, ortayı veya uygun ayarı bulamazsanız, istediğiniz müziği çalmayacak bir radyonun başında olduğunuzu düşünün. Çocuk yetiştirirken de uygun ayarı bulamaz iseniz istediğiniz sonucu alamaycaksınız.
Bu sadece bu okuduğunuz yazı ile olacak iş de değil size bir anda çocuk yetiştirmenin derin sırlarını bir cümle ile açacak saklı sözlere sahip değilim. Ancak sevgi ile çocuğunuza gerekeni vereceğinizi biliyorum. Terbiye etmek de ilgi göstermek de sevgiden kaynaklanır.
1 thought on “Çocuklarımıza Nasıl Davranıyoruz?”