Dikkat ettiniz mi? Genellikle yaşı ileri olan insanlar sağlık konusunda daha çok dua ediyor. Sağlıklı oldukları için daha çok şükreden ya da bunun kıymetini bilenler de onlar. Ama şükretmek için ille de yaşlanmayı beklememek gerek.
Şöyle diyebiliriz: Genellikle, yaşımız ne kadar büyükse, sağlık konusunda da o kadar duyarlı oluyoruz.
Tabii başka bir bakış açısından şöyle de denebilir: Yaşımız ilerledikçe daha bir evhamlı, daha bir hastalık hastası oluyoruz. Aşırı tedbirli davranarak bir hastalık hastasına dönüşüyoruz ve hayatı kendimize zehir ediyoruz. Sonra gençlere de aynı şeyi yapmalarını tavsiye ediyoruz. Ve tabii bizi dinlemiyorlar. Biz olsaydık böyle bir tavsiyeye kulak asar mıydık?
Ama hangi açıdan bakarsak bakalım, şu açık ki bu doğal bir şey. Yaşını başını almış bir adamla, bir çocuk ya da gencin durumu bir değildir elbette. Hastalıklar yorgunluklar, hangisine daha çok uğrar? Düzensiz beslenme, abur cubur gibi şeyler yaşlı birini mi yoksa bir genci mi daha olumsuz etkiler? Hangisinin bedeni bu kötüye kullanmalarla daha iyi başa çıkar? Cevap çok belli tabii. Dolayısıyla yaş ilerledikçe sağlık konusunda daha hassas olmak doğal. Daha yaşlı insanların sağlık konusunda dua etmekte, şükretmekte daha istekli olmaya başlamasında şaşılacak bir şey yok.
Ama illa böyle mi olmalı?
Elbette, bazı hastalıklar yaş sınırı gözetmeksizin herkeste görülebiliyor. Ve çok üzücü de olsa şu da bir gerçek ki, hastanelerde yalnızca orta yaşlı ya da yaşlı hastalar yok. Gençler hatta çocuklar da hasta olabiliyor. Hem de ağır hastalıklar, yaşam boyu sürme ihtimali olan tedaviler, onlar için de söz konusu olabiliyor.
Sakat kalma riski söz konusu olduğundaysa gençler ve yetişkinlerin hareketli yaşamı dikkate alınırsa onlar belki de yaşlılara oranla daha büyük risk altındalar bile denebilir. Bir kitapta şaka yollu olarak yazılmış şöyle bir söz hatırlıyorum: Gençler söz konusu olduğu zaman koruyucu melekler ‘fazla mesai’ yaparlar. Kim bilir, belki de bu bir şaka değildir. Yaşları, coşkuları, deneyim eksiklikleri, enerjileri ve ‘Bana bir şey olmaz’ şeklindeki ortak hayat felsefeleri düşünülürse, gerçekten de korunmaya çok ihtiyaç duyulan bir yaş grubu gençlik.
Evet, doğal eğilimimiz gençken ‘Bize bir şey olmaz’ demek yönündedir. Yine şu da denebilir ki, tedbir her ne kadar iyi bir şey olsa da, aşırı tedbirli olmak da sağlıklı bir tavır değil. Aşırı tedbirli davrandığı için kat kat giyinen hastalık hastası bir genç, ya da sakatlanmaktan korktuğu için en doğal oyunlardan bile uzak duran, hayatı kendine zehir eden bir delikanlı da iyi bir şey yapıyor denemez.
Ama şükretmek, ya da, dünya görüşünüz bu sözcüğü pek uygun görmüyorsa, bundan bir şekilde memnun olmak, sağlığının değerini bilmek, yine de iyi bir şey. Gençlik, gerçek bir armağan insanlar için. Sağlık da öyle. Ve yaşımız ne olursa olsun bu armağanların kıymetini bilmemiz, bence çok iyi bir fikir. Bu sayede bu armağanlardan mümkün olduğunca uzun süre yararlanmak için yapmamız gerekenleri de daha iyi öğrenebiliriz. Hastalık ve sakatlıklar insanlık hali, onlar her zaman bizi ziyaret edebilirler ama pozitif bir yaklaşım geliştirmekle, bu gibi durumlarla da gereği gibi baş etmek mümkün olacaktır.