İnsan Hakları

Sosyal Yaşam

İnsan hakları, “İnsani değerlerin bir gereği olarak her insanın fırsatlara ve yardımlara erişim fırsatı olması” durumu olarak tanımlanabilir. Hangi hakların bu kategoriye dâhil olduğu konusu bazen tartışma yaratsa da yaşam hakkı, özgürlük, güvenlik, barınma, beslenme, giyinme, temel eğitim alma, çalışma, sağlık, eşit muamele görme gibi konularda hepimiz hemfikiriz.

İnsanlar Arasında İnsan Hakları

Hristiyanlar da doğal olarak bu haklardan her insanın eşit bir biçimde yararlanılmasını savunurlar. Bunlar iyi şeylerdir ve bunları komşumuza da tanıyarak hem onların ihtiyaçlarını karşılamış hem de insanlıklarına ve haklarına saygı göstermiş oluruz. İsa Mesih’in şu dediğiyle kesişiyor bu durum: “İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın” (Matta 7:12).

Tanrı’nın Gözünde Haklar

Tanrı’nın bize hiçbir hak tanımasını beklemediğimizi, insanoğlu olarak bunu hak etmediğimize inandığımızı söylesek şaşırırsınız sanıyorum. Biz yaratılanlarız, yaratan değil. Bu yüzden Tanrı’nın bize istediğini yapma hakkı vardır.

Korkmayın hemen lütfen. Haklardan çok daha iyisine sahibiz aslında. Tanrı’nın, affedici doğası gereği bize verdiği vaatler var. Bu demek oluyor ki Tanrı bize bir şeyin sözünü verirse artık endişelenmemize gerek yoktur. Tanrı’nın kendisi değişmediği için vaatleri de değişmez. O’nun sözlerinden daha güvenilir ve kesin bir şey yoktur. İnsan hakları zaman zaman ve durumlara göre değişiklik gösterse de Tanrı’nın vaatleri asla değişmez.

Tanrı’nın Vaatleri

O zaman bu vaatler neler? Birçok vaat var. İsa Mesih, O’na güvenenleri ne yüzüstü bırakır ne de terk eder (İbraniler 13:5). Bizimle daima birlikte olacağına ve yakardığımızda sesimizi duyacağına söz verdi (Mezmurlar 10:1734:17). İstediğimiz her şeyin sözünü vermese de bizimle birlikte yürüyeceğinin ve bizi unutmayacağının sözünü verdi (Yeşaya 49:15). Neye ihtiyacımız olduğunu zaten biliyor ve buna göre bizim dayanağımız oluyor (Matta 6:32-34). Ölüm dâhil hiçbir şey bizi sonsuza kadar yok edemez artık (Yuhanna 11:25-26Romalılar 8:37-39).

Kukla Değiliz

Tanrı bize hiçbir zaman aç, susuz, evsiz kalmayacağımız, ölümsüz olacağımız sözünü verseydi herhalde çok memnun olurduk? İnsan hakları diye tabir ettiğimiz her şeyi Tanrı bize vaat etseydi harika olurdu. Ama yapmıyor, çünkü biz O’nun kuklaları değil, çocuklarıyız. Yani yanlış karar da versek, O bize seçim yapma şerefini bahşediyor. Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki bir kişinin yaptığı seçim herkesi etkiliyor. Haksızlık, açlık ve evsizlik gibi sorunların en büyük sebeplerinden biri budur. Bazı kişiler insanların acı çekmesiyle sonuçlanan seçimler yapıyorlar. İnsan hakları ihlalleri de insanların verdiği yanlış kararlar yüzünden oluyor.

Ama Tanrı neden düzeltmiyor?

Tanrı’nın insanlara neden doğru kararlar verdirmediğini sorguluyorsunuzdur belki. O isterse, kötü, düşüncesiz ya da cahil insanların iyi kararlar vermelerini sağlayabilir tabii. Bu noktada O’nun kuklaları olmadığımız, bize halkı gibi davrandığı gerçeğini tekrar vurgulamak istiyorum. Tanrı bizi çocukları olarak görüyor ve bize istemediğimiz kadar özgürlük tanıyor. Bu özgürlük, yanlışı seçme hakkını da kapsıyor.

Tanrı ne yaptı?

“O zaman Tanrı’nın sistemi nasıl işliyor?” diye sorabilirsiniz. Güzel bir soru. Kutsal Kitap, Tanrı’nın kötülüğe karşı İsa Mesih’i gönderdiğini söylüyor. İsa kötülüklerle dolu dünyaya gelen Tanrı’nın kendisidir. Hizmet hayatı boyunca insanları dinledi, iyileştirdi, eğitti ve birçok harika şey yaptı. En sonunda da kendi “insan hakları”nı bizim için feda etti (Tanrısal haklarından bahsetmiyoruz bile). Kendi yarattıklarının O’na zarar vermesine göz yumdu.

İsa, kendi haklarından vazgeçti

Neden böyle bir şey yaptı acaba? Çünkü haklarından vazgeçip işkencelere katlanarak kendi hayatını önümüze sermesinin kötüyü yenmenin ve dünyayı değiştirmenin tek yolu olduğunu biliyordu. Dünyadaki kötülükler İsa Mesih’e saldırarak kendi kendilerini tüketti. O’nun masumiyeti, sevgisi ve iyiliği, kötülüklerin hepsini saf dışı bıraktı. Dünyadaki kötülük O’nu en fazla öldürebilirdi. Ama Mesih’i mezarda tutamazdı, tutamadı da. Bildiğimiz gibi Mesih, ölümünün üçüncü gününde bir daha hiç ölmemek üzere dirildi. Birçok insan da bu olaya tanıklık etti. Onu gördüler, onunla konuştular, O’nunla birlikte yemek yediler. İsa, ölümüyle kötülüğe karşı kazandığı bu zaferi O’na güvenen herkesle paylaşacağına da söz verdi.

İnsan hakları için uğraşmak ve diğer insanların da eşit muamele görmesi için çalışmak çok güzel bir şey. Sevdiklerimize hizmet etmek için kendi haklarımızdan gönüllü olarak vazgeçmek daha da güzel. Tıpkı Tanrı’nın İsa Mesih aracılığıyla bizim için yaptığı gibi…


Tagged

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir