Şans, Size Çıkabilir!

Şans, Size Çıkabilir!

Sosyal Yaşam

Bir sene sonu etkinliğimizin daha sonuna geldik. Piyango çekilişinin sadece bir çekiliş olmadığı yönünde şüphelerim var. Elinde kağıt televizyon başında kendisine çıkma ihtimali çok düşük bir paranın hayalini kurmanın bana mantıksız geldiğini söyleyeyim. Şans, ‘Size de çıkabilir!’ Garip bir mantık, ancak bizi avlayan da o oluyor. O ihtimal, ihtimalin getirdiği geçici heyecan, arkasından gelen hayaller vb. o ihtimali kafanızda güçlendiriyor.

Bir de şu açıdan bakın konuya: Şans, hayatınız boyunca size hiç uğramayabilir. Nedense, yılbaşı olması çekilişin özel bir güne, zamana denk gelmesi, söz konusu ihtimali daha da güçlendiriyor kafamızda. Bir yeni yıl mucizesi, her şeyin filmlerden çıkmışçasına, peri masallarına benzeyen bir şekilde geçeceğini düşünmemize neden oluyor. Tekrar edeyim: Böyle olmama ihtimali yüksek.

Ben talih oyunları oynanmasın diyecek biri değilim (her ne kadar ben oynamıyorsam da). Ama ben şans veya talihin hayatımızın merkezine oturmasına karşıyım. Beklenti içinde bir kağıda ya da bir ekrana bakmak, şansın size güleceğini düşünerek kendinizi, hayatınızı, size bağlı olanların hayatlarını belirsizliğe kurban etmeniz akıllıca değildir.

Şans mı Güvenmek mi?

Ben Allah’a güvenmenin şanstan daha iyi olduğunu düşünüyorum. “İşimiz Allah’a kalmış” sözünü, durumun umutsuzluğunu ifade eden bir söz olarak algılamıyorum. Ben çoğu zaman işimi Allah’a bırakıyorum. Bu durumdan da hiçbir zaman rahatsız olmadım.

Allah Kelamı; “Ama sizler, RAB’bi terk edenler, kutsal dağımı unutanlar, talih ilahına sofra kuranlar, kısmet ilahına karışık şarap sunanlar,” diye sesleniyor insanlara. Ayete göre talih, şans, Allah’a daha az güvenmeyi seçtiğimizin belirtisidir. O’nu unutup, O’na güvenmekten vazgeçip, O’nun varlığını ve bizim için yapabileceklerini yok sayıp başka şeylere, başka ihtimallere güvenmeyi seçiyoruz. Talih size bir şeyler getirse de getirmese de Allah’a ihtiyacımız olduğu ve O’nun yarattığı dünyada yaşadığımız gerçeğini unutuyoruz. Sorun, sıkıntılarda ilk önce Allah’a sığınmak yerine, işimiz Allah’a kalıncaya kadar başka şeylere güvenmemiz. Her birimizin telefon rehberinde güvendiği bir amcası, dayısı, halası vardır, olması da iyidir, ancak karşılaştığımız sorunlarda onları aramadan önce Allah’ı aramak daha doğru olmaz mıydı?

İhtimalleri Yükseltmek

Uzun süre çocuk sahibi olamayan bir arkadaşıma, son kez doktora gidişinin ardından telefon ettim. Bana, “İşimiz Allah’a kaldı” dedi. “Bu doktorlar bir şey yapamadı, belki Allah bir şey yapabilir!”  “İşimiz Allah’a kaldı” cümlesinden sonra, “O zaman ihtimal her zamankinden daha yüksek” dedim arkadaşıma.

Kutsal Kitap’ta Tanrı Sözü, “Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır” diyor.  Ben bu söze şanstan daha çok güveniyorum. Her şeyi yapabilen, her şeye gücü yeten bir tanıdığım var ve o bana, “Benden ne istersen iste, yaparım” diyor. O zaman ilk önce ondan isterim. Yukarıdaki ayetler şöyle devam ediyor: “Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.”  Diliyor musunuz? Arıyor musunuz? Kapıyı çaldınız mı? Yoksa hâlâ elinizde bir kağıt parçasıyla televizyon başında bekliyor musunuz?

Allah’a umudun ölmeyen bir şey olduğunu gördüm. Ve dünyadaki şans faktöründen daha güçlü olduğunu. Şansa yaşamayalım, inanarak yaşayalım. Bu daha güzel.

 


Tagged

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir