Birisini tanımak istiyorsanız eşine sorun. Bu cümle sizi korkuttu mu? Bir insan evladını en iyi eşi tanır. Genelde kısa süreli sosyal ilişkilerimizde başkası gibi davranmayı seviyoruz ama evde bu zahmete katlanmıyoruz.
Berberim
Yakın bir dostum ile sohbet etmekteydik, tam o sırada yıllarca berberlik yapmış olan babası içeri girdi. Bu adam benim çocukluğumu bilir, her zaman ellerindeki pudra ve kolonya kokusu ile hatırlardım onu. Bize karşı o kadar sevecendi ki! Babasının dışarı çıkmasını bekledim, sonra da arkadaşıma babasının ne kadar iyi biri olduğunu anlatmaya, onu övmeye başladım. Arkadaşım ‘İçi beni dışı seni yakar’ dedi. Sonra babasının kendisine, kardeşlerine ve annesine nasıl sert davrandığını ve babasını neden sevmediğini hayatından örneklerle anlattı. O adamın zihnimdeki duruşunun yerle bir oluşuna gerçekten üzülmüştüm. Artık başka bir berbere gidiyorum.
Allah kelamı; “Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez. Onu kim anlayabilir?” diyor. Bu tespite yürekten katılıyorum. Dışarıdan çok iyi bir insanım, araba sürerken beni görseniz bana ödül bile verebilirsiniz: Herkese yol veririm, yaya haklarını gözetirim. Ama bütün bunları yaparken bazen içimden küfrediyorum! Yol verdiğim arabaya gülümserken, içimden, ’Terbiyesiz herif, önümü kesti’ diyorum. Önüme fırlayan yayaya, “iyi misiniz?” diye sorarken, içimden, ‘Akılsız! Ölecekti!’ diye düşünüyorum. İyilik, kötülük bu yüzden her zaman görünüşten anlaşılmayabilir. Kişinin içinden geçenler esastır.
Gizlediklerimiz
Bakın bu söylediklerimi inkâr edebilirsiniz; isterseniz karınıza, kocanıza, çocuklarınıza soralım. Çok dindar, hikmetli, sevgi dolu, babacan görünüyorsunuz, ancak evinizde bunu yaşatmanız yüreğinizden ne geçtiğine bağlı. Çünkü gerçekte kim olduğunuz ancak evinizde ortaya çıkıyor. Bir de sinirlendiğinizde! O yüzden, etrafımda yeni tanıştığım ve bu tür iyi huyları olan birisi varsa, onu hemen halı saha maçına davet ediyorum. Yüreğindeki her şey sahada ortaya çıkıyor.
Hayattan öğrendiğim en büyük ders; her insan yüreğinde bir başkasıdır. Yüreğimizdeki kişi, olmak istediğimiz kişidir, gerçekte görünen ise toplumun ideallerindeki kişidir. Yüreğinizi değiştirmeden istediğiniz insan olamayacağınız gerçeğini kabul ettiğinizde, asıl değişiminiz işte o zaman başlayacak. Ancak yüreğinizi değiştirmeniz çok zor. Mesela yüreğinizde size doğruyu yapmanızı söyleyen vicdan teraziniz ile dışarıya yansıttığınız mantıksal yaşamınız sürekli savaş halinde ve kazanan da genelde mantığınızdır. Çünkü o elini terazinin bir kefesine bastıran hilebaz bakkal gibi kendini savunmak, kayırmak, kendini haklı çıkarmak ve benliğinizi korumak için duygularınıza sırt çevirmenize neden olur. O zaman, arkadaşına parası olmadığını söylerken, yeni alacağı telefonun parasından ne kadar eksilirse telefonu alabileceğini düşünen insanları hatırlatayım size. Telefonda sizi öpücüklere boğup sizi ne kadar sevdiğini anlatırken, telefonun diğer ucunda sizi bir başkası ile aldatanları hatırlatayım.
İkili Hayatlar
Örnekler çoğaltılabilir. Ben böyle biri olmayı reddediyorum. Bu ikili hayattan sıkıldım artık. Yüreğimin götürdüğü yere gideceğim. Çünkü yüreğin değiştirilebileceğini, eğitilebileceğini öğrendim. Allah kelâmı İsa Mesih’in dünyaya bunun için geldiğini söylüyor. Mesih, bir antrenör misali, kalbinizi bir kas gibi nasıl geliştirebileceğinizi, onu verdiğiniz kararlarda söz sahibi olacak şekilde nasıl eğitebileceğinizi öğretiyor.
Tanrı sözü, “Her biriniz alçakgönüllülükle öbürünü kendinden üstün saysın” diyerek, kendimizi kayıran, başkasını sevmekte zorlanan doğamıza yeni bir anlayış getiriyor. İncil böylesi bir karar alıp hayatını şekillendiren kişiler için ‘yeni bir varlıktır’ diyor. Bu varlık, ne insana özgü bencil düşünceye bağlıdır, ne de mantığının sesine mahkumdur artık. Değişmiştir, değişmekle yükümlüdür.
İsa Mesih sizi yürekten, içten değiştiriyor. Öbür türlüsü çok zahmetli değil mi sizce de?
