Yine bir Noel geldi geçti. Bayramların ortak özellikleri rutinleşmeleridir. Yani o zamanın geleceğini ve o zaman geldiğinde nerede olmanız gerektiğini bilirsiniz. Bayram zamanı, tam da hazırlıkların yapılıp misafirlerin beklendiği sırada babanızın balığa çıktığını düşünebiliyor musunuz? Babanızın yeri, salondaki koltuktur. Orada oturmalıdır, gelen gidenin elini sıkmalıdır, harçlık dağıtmalıdır, bir misafir grubu gidip yeni misafirler gelene kadar da televizyon izlemelidir!
Annenizin (varsa abla, gelin, elti, görümcenin) yeriyse mutfaktır. Görevi de salondaki fiskos takımının yanında nöbet tutmak, yemeğin altını kısmak, şıngırdattığı altınlarıyla gelen gideni çatlatmak, dosta güven düşmana korku salmaktır!
Çocukların bile yerleri bellidir bayramlarda: Ortalıkta koşup bütün bayram adetlerinin gerçekleştirilmesine çomak sokmak, misafirler için ayrılmış şekerleri yemek, kolonyayı koltuklara serpmek, anneye havale geçirtmek!
Bayram Rutinleri
Acaba neden bayramların anlamı hep, küslerin barışması, unutulanların hatırlanması, bir arada (ama kesinlikle cümbür cemaat) bayram rutinlerini yerine getirmek diye düşünülür? Bayram, bunun için mi bayram olmuştur? Bayramlar genellikle sevinçli bir anıyı hatırlamak için yapılır.
Bayram dediğiniz, küslerin barışması için ortaya çıkmış bir gün değildir, bunun için yılın diğer ayları da kullanılabilir. Bayram unutulanların hatırlanması için de değildir, bunu hatırlamak için bayrama ihtiyaç duyuyorsanız muhtemelen ya çok gururlu ya da çok nankörsünüzdür. Bence, bir araya gelmek için de bayrama ihtiyaç yoktur. Bayram ilk olarak kutlanmaya başlandığında, çok özel bir ânı hatırlamak, bayramın bayram oluş amacını yaşatmak için ortaya çıkmıştır.
Bayramların Amacı
Nedir o özel an? Bayramlar genelde sizi, sizden önceki ve sizden sonraki nesilleri ilgilendiren özel bir olaydan yola çıkarak bayram halini almıştır. İnsanlar onu amacı dışına çıkarıp, onu hatırlamak için gerekli olan araçları amaç haline getirdiğindeyse bayramlar bayramlıktan çıkmıştır. Bayramlarda birlik beraberlik olmasına da, barışmaya da, hatırlayıp hatırlanmaya da karşı değilim ama bunlar bayramın amacı değil sonuçları veya araçlarıdır.
Noel bayramı
Noel bayramı İsa’nın doğuşunu simgeler. İsa Mesih’in dünyaya gönderilen umut olduğunu, Allah’ın insanlara bir kurtarıcı gönderdiğini anlatan bir bayramdır. Siz, zifiri karanlıkta, patlak bir tekerlekle hiçliğin ortasında yol kenarında beklerken size doğru gelen bir ışık görseniz sevinmez misiniz? Bizim için o ışık İsa Mesih’tir. Noel bayramı, umudun simgesidir. Ancak, ne zaman bu hale geldi kim bilir? Şimdi yeşil ağaçların, Noel Baba’ların, yeni yıla girişin hatırlandığı bir bayram haline geldi. Herkes elinde küçük bir çam ağacı, ağzında düdük, başında kırmızı bir külahla hazır bir şekilde bayramdaki yerini almak için bekliyor. Nerede kaldı İsa Mesih, umut, sevgi, esenlik? Oysa bir hafta önceden başlar bayram, hepimiz umut dolu ilahiler söyleriz. Bayram evimizin içi umut doldurur. Çam ağacı olmasa da, bizim için Noel Baba gelmese de olur. Umutlanmak isteyen, Mesih’i tanıyan kişiler bunlarsız da bayramın anlamını kutlayabilir.
Ben, insanların Noel bayramı için bana biçtikleri rolü reddediyorum. Tanrı’nın bana biçtiği rolü kabul ediyorum. Benim Noel bayramımdaki yerim umut içinde sevinen ve bu sevinci başkalarına yayan kişi olmaktır. Noel’in (bayramın) tadına tam olarak o zaman varmış olacağım.
Siz de bir zahmet gidin, bayramın ne için kutlandığını öğrenin ve o amacı gerçekleştirin. O zaman kendi isteğinize göre, ama tamamıyla hissederek bir bayram geçirmiş olacaksınız.