Hizmet Etmek

Hizmet hakkında birçok şey duyuyoruz günümüzde. Çocuklar okullarda, kamplarda hizmet projelerine katılıyorlar. İnsanlar tatillerde yemek ve çorba dağıtım evlerinde görev alıyorlar. Sosyal medyada da farkındalık ve vericilik gibi konularda başlıklar görürüz.

Hizmet bundan daha fazlasıdır. Bazı insanlar için bir yaşam biçimidir. İsa’nın yapmamızı istediği şey tam da budur; projeler yapmak değil, ihtiyacı olanlara yardım ederek onlarla birlikte zaman geçirmek.

O’nun da her şeyden önce yaptığı, hizmetti zaten. İhtiyacı olanın, kim olduğuna ya da toplumdaki konumuna bakmaksızın insanları dinleyerek ve yanlarında olarak yardımda bulundu hep. Toplumdan dışlanmış insanların yanında oldu.

Biz de O’nun izinde ve O’nun sayesinde bunları yapabiliriz. Konuştuğumuz, ihtiyaç sahibi insanlara yardım elini uzatalım. İsa’nın bizden istediği şey de bu, hizmet etmek.

Sınırlarımız ve Hizmet

Ancak sorun şu ki, ihtiyacı olan insanlara kucak açtığınızda içinde bulundukları kötü hayatlara da adım atmış olursunuz. Bu yüzden de birçoğumuz bunu yapmıyor. Bu bize pek konforlu gelmiyor çünkü.  Bizden beklenebilecek şeyler hakkında kaygılanıyor ve bu yükümlülüğü üstümüzden atıp atamayacağımızı düşünüyoruz öncelikle.

İnsanlar yapacakları hizmetin süresi konusunda da sürekli sınırlar çizme ve hizmet ettikleri kişilere mesafeli yaklaşma eğilimindeler.  Bu yanlış değil elbette.  Hayatımızda sınırlarımız vardır ve olmalıdır. Ancak çoğu insan gerekenden çok daha fazla sınır koyuyor. Oysa biraz daha az kısıtlama yapsalar şaşırtıcı şeyler olabilir.

Bir örnek verelim: Belki de evini kaybetmek üzere olan yaşlı bir adam var. Hastane faturaları ve gecikmiş ödemeler onu haczin kenarına kadar getirmiş. Adam panik içinde çünkü resmi işler hakkında hiçbir bilgisi yok.  Maddi yetersizliğinden dolayı bu konuda ona yardım edebilecek birini tutması da olanaksız.

Ne güzel! Şimdi her şey bitti mi?

Siz de ona bakmak için gönüllü oluyorsunuz. Birkaç telefon görüşmesi yapıyorsunuz. Örneğin sosyal hizmet kurumunda çalışan bir arkadaşınızla konuşuyor ve bankayı arıyorsunuz. Nihayet bir çözüm buluyorsunuz. Ne güzel! Şimdi her şey bitti mi?

Bir kere daha düşünüp yeni arkadaşınıza bir bakın. Gerçek bir arkadaşa ihtiyacı var onun, çünkü büyük ölçüde eve bağlı. Hava bozarsa evden çıkamaz. Ulaşım sorunları var. Yirmi yıllık arabası neredeyse hurdaya dönmüş. Ama bu konuda sana hiçbir şey söylememiştir çünkü çok gururlu ve bağımsız biri. Bundan dolayı bir tanıdıktan daha fazlasından, yani bir arkadaştan yardım alması gerek.

Biraz daha derine inelim: Çok iyi bir adam, birçok arkadaşı olması gerek aslında. Ama eşini on yıl önce kaybetmiş ve oğlu da başka bir ülkede görevde. Emekli olduğundan dolayı iş arkadaşı yok. Üstelik kiliseye de gitmiyor. Komşularına “Merhaba” diyor ama komşuları pek iyi İngilizce bilmediğinden sohbetleri bununla sınırlı kalıyor.

Kimse bir proje olmaktan hoşlanmaz

Peki siz onunla biraz zaman geçirebilir misiniz?

Bir hizmet projesi olarak değil. Kimse bir proje olmaktan hoşlanmaz. Bir arkadaş, değer verdiğiniz ve birlikte zaman geçirmek istediğiniz bir kişi olarak görülmek ister herkes. Bu gerçek bir hizmet, yaptığınızın bile farkında olmadığınız bir hizmet, çünkü tam olarak yapmanız gerekeni yapıyorsunuz. Onun ihtiyaçları artık bir yabancının ihtiyacı değil, bir arkadaşınızın ihtiyacı. Ve doğal olarak elinizden geleni yapıyorsunuz.

Mesih’in yaşadığı hayat da, izleyicilerinin yaşamasını istediği hayat da bu. Tanrı da bizi bağışlıyor. Hristiyanlar her zaman böyle yaşayamasa da en azından deneyebiliriz. Çünkü insani ihtiyaçları karşılamak, İsa’nın yaptığı her şeyin özüdür.