Dinlenme

Kişisel Gelişim

Dinlenme önemli bir konu. Birçoğumuz gerçekten dinlenmiyoruz. Rahatsız, huzursuz ve “tatilsiz” insanların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. zaman ayırmamız, dinlenmemiz de gerekir.İşe gitmem lazım. Çocukları okuldan almam lazım. Akşam yemeğini hazırlamam gerek… Akşam buluşuyoruz. Neden 8:30’a kadar söylemedin bunu bana? Yine dışarı çıkıyoruz. Çok şükür uyudu çocuklar, işlere tekrar dönebilirim…  Çok geç olmadan da bitirmem gerek herhalde? Alarmı sesli kurmazsam yarın sabah kalkamam…

Birçoğumuz gerçekten dinlenmiyoruz. Rahatsız, huzursuz ve “tatilsiz” insanların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bunları kendimizden bildiğimiz halde yine de durumu düzeltemiyoruz. Her gün yeni bir görevi beraberinde getiriyor ve biz kafamızı kuma gömüyoruz.

Hasta olana, kalp krizi geçirene, fiziksel ve duygusal hasar görene kadar, yıl boyu 7 gün 24 saat koşmaya meyilliyiz. Oysa kendimize zaman ayırmamız, dinlenmemiz de gerekir. Ama bunu nasıl yapabiliriz?

Öncelikler

Saçma konulara öncelik verebiliyoruz. Saçma derken, gerçekten saçma konulardan bahsediyorum. Önceliklerimizi bir sıraya göre belirliyoruz. Fakat günün sonunda acil olan işlere öncelik verince kendimizi “Yapmak istediğim şeyleri yapamadan, ailemle vakit geçiremeden koca bir hafta nasıl geçti?” diye sorgularken bulabiliriz. Bu kadar zaman nereye gitti?

Öyleyse, daha iyisini yapmak için azmedelim. Birkaç gün bunu başarabiliriz belki. Ama bu süreç bizi tekrar kapana kıstırıp eski rutinimize geri döndürecektir. O zaman nasıl huzur bulacağız?

“Bana Gelin!”

Bu kadar kargaşanın ortasında İsa Mesih devreye giriyor ve şöyle diyor:

“Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur. Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir” (Matta 11:28-30).

İlk bakışta garipsenebilir bu sözler. Onu dinleyen insanlara İsa Mesih tam olarak ne vaat ediyordu? Bu vaat günümüz değerleriyle de uyumlu mudur?

O’nun bu sözlerle neyi kastettiğini ve neyi kastetmediğini kestirebiliriz.  Ev işlerinizi yapıp çocuklarınıza bakıcılık yapacağını söylemiyor! İnsanlara bu işleri yapmalarını sağlayacak kadar para da vermeyecek. Bildiğimiz kadarıyla, hiç kimse O’nun teklif ettiği şeyin bu olduğunu da düşünmedi zaten.

“Hayatınızı Kontrol Etmenin Altı Kolay Yolu” gibi kişisel gelişim makaleleri tarzında bir tür pratik tavsiyeler ya da bilgelik tüyoları da vermiyor. Konu kişisel gelişimden oldukça uzak aslında.

İsa’nın kastettiği şey

“Bağlı olman gereken, seni anlayan, önemseyen bir insan olarak buradayım. Benden uzaklaşırsan geriye doğru yaşamış olursun ve gerçeklik tohumundan kaçarsın ki bu senin için çok kötüdür. Seni çok seviyorum; bu yüzden de sağlıklı ve mutlu görmek istiyorum. Sana rahatlık vermek istiyorum; Evrenin ilk yaratıldığı haliyle uyum içinde olmanın verdiği rahatlığı. Huzur ve rahatlığı benim rehberliğimi alınca bulabilirsin. Ben nazik ve alçakgönüllüyüm. İyi niyetini kötüye kullanmam ben, korkma. Bana tüm kalbinle güven ve neler olacağını gör.” Hristiyanların Mesih’in vaadinden anladıkları sözler bunlardır.

Hristiyanlar olarak İsa Mesih’in diri olduğuna, vaadinin O’na inanan herkes için geçerliliğini koruduğuna inanıyoruz. Kendi tecrübelerimize dayanarak da bunun doğruluğuna şahitlik edebiliyoruz. İsa Mesih’in rehberliğiyle yaşamak GERÇEKTEN de farklı. Bazen hızlı bazen yavaş  da olsa, hayatlarımız doğru yönde şekillenmeye başlıyor. Olması gerekenlere öncelik veriyoruz (tabii mükemmel olamıyoruz, hâlâ hatalarımız var), asıl önemli işlere dikkatimizi veriyoruz ve zamanımızı verimli değerlendiriyoruz.

Tanrı’nın verdiği hediyelerin her gün daha çok farkında olarak etraftaki güzelliklere şükrediyoruz ve bütün bu nimetlerin tadını çıkarıyoruz. Güzel bir gün batımı, şakalaşmalar, bir bardak kahve gibi sahip olduğumuz güzel şeylerin bizi seven birinden geldiğini bilmek çok büyük farklılık yaratır. Bunlar tesadüf değil, armağandır.

Bazılarımız ise hayatı çok hızlı yaşamaya alışmış. Bazen Mesih’in hediyelerini O’na geri veriyoruz, sanki stres olmadan yaşanamazmış ve bir şeyi farklı yapamazmışız gibi. Kısaca, her şeyi berbat edebiliyoruz. Yine de O’nun hediyeleri gerçektir ve hâlâ buradalar. Sadece bizim için de değil, almak isteyen herkes için.

AMA!..

Bu, İsa’nın hayatımızdaki bütün kargaşaya sihirli bir değnekle son vereceği anlamına mı geliyor peki? Öyle bir zorunluluk yok. İsa bize basit ve sorunsuz değil, dengeli ve gerçeklere dayalı bir hayat vaat ediyor. Yani hayatlarımızda birçok şey değişebilir. Değiştirebilmemize İsa yardım eder. Bazı şeyler devam da edebilir ama O’nun sayesinde bunlarla baş etme gücümüz var artık. Ayrıca bütün bunları elde etmek biraz zamanımızı alabilir. Her eğitim gibi bu da zaman gerektirir. Yine de buna tanıklık ettiğimiz için çok mutluyuz.

Ya dinlenirken her şeyi kaybedersem?

Böyle bir olasılık var elbette ama düşmek her zaman kötü bir şey olarak algılanmamalıdır. Aksine, bazen diğer insanları yükünüzü taşımakta size yardım etmeye yöneltip sizi şaşırtabilir.  Böyle bir şey olmayabilir de. Bilmiyoruz, Tanrı bilir. Kendinizi O’nun ellerine bırakmak sizin için biraz zor olabilir ama Mesih’in daveti de budur aslında. Çünkü O sizi seviyor. Ve sizin kadar, sizi uğraştıran insanlara ve durumlara da önem veriyor.

“Ama çok yorgunum ve dinlenmiş hissetmiyorum. Geri dönüp sorumluluklarımla yüzleşmeye nasıl devam edebilirim?”

Zor bir konu bu. Yapabiliyorsanız uyuyun biraz. Vitamin alın. Besin değeri yüksek yiyecekler yiyin. Yürüyüş gibi rahatlatıcı egzersizler yapın. Yapboz oynamak, film izlemek gibi rahatlatıcı aktivitelerde bulunun. Vücudunuza dikkat edin ki hayatla sağlıklı bir şekilde mücadele edebilesiniz.

Son olarak da Mesih’in teklifini kabul edin. Kimsenin size yardım edemeyeceği zamanlarda bile, sadece O yardım eder. Bu makalenin yazarının hayatında başa çıkamayacağı kadar büyük sorunları atlatabilmesinin tek sebebi, İsa’dır.


Tagged

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir