Tatil Bitti

İnanç

Tatil bitti. Bazılarımız bir süre rahatlayabilmek için rutinin dışına çıkabilme imkânı bulurken, bazılarımız da bu tatil boyunca da işlerine devam etmek zorundaydılar;  kendileri ve yakınları için ekmek parası kazanmak amacıyla yine var güçleriyle çalışmayı sürdürdüler.

Yine de umarım ki bu yazıyı okuyan herkes, biraz olsun dinlenme ve aileleriyle, arkadaşlarıyla temas kurma olanağı bulmuştur. Birçok kişinin bayram tatili boyunca akşamları sevdikleriyle birlikte bir piknik atmosferinde vakit geçirdiklerini biliyorum;  bu sayede de bu gündelik hayatımızdaki insani yakınlığın verdiği sevinci deneyimliyoruz. Diğerleriyse sayfiye yerlerine kaçma ve bu sayede… denizi görme şansını yakaladılar!

Ama birçok kişinin bu bayram boyunca dinlenip kendine gelme imkânı bulamadığını da biliyorum. Eşimle birlikte Türkiye’nin batı bölgelerindeki otoyollarda ilerlerken tarlalarda çalışan sayısız tarım işçisi gördük; yakıcı güneşin altında, ekinleri çapalayıp yabani otları temizlerken büyük bir bedensel emek harcıyorlardı. Çiftçiler ve onların aile fertleri de yıllık gelirlerine bir katkı sağlamak amacıyla yol kenarında ürünlerini satmaktaydılar. Toplu ulaşım araçlarının sürücüleri, restoran çalışanları ve başka birçok kişi, bir an bile dinlenme olanağı bulamamışlardı.

Ama bayramda ne yapmış olursanız olun, şimdi, yani bayramdan sonra, yaşamınızın sevinci nerede bulunmaktadır? Çünkü tatilden sonra hepimiz ekmek parası kazanmanın, yaşamlarımızı sürdürmenin genellikle sıkıcı olan rutin döngüsüne geri dönmek zorundayız.

İnsan hayatını “En üst düzeyde sevinç ve mutluluk arayışı” olarak açıklamak olasıdır. Annemin ailesinde, bu dünyadaki varoluşumuz şu şiirle betimlenen biçimde anlaşılıyordu:

Hayat zordur, hayat gerçektir,
Ama mezar amaç DEĞİLDİR.
Topraktan geldin
TOPRAĞA dönüyorsun sözü,
Ruhumuz için söylenmemiştir.

Birçokları için bu dünyadaki yaşam zor bir yaşamdır ve dünya üzerindeki ömür süremiz üzerine düşünenlerin kafasındaki soru şudur:

Sevinç nerede bulunabilir?

Acaba yaşadığımız sürece sadece çalışırız ve sonunda da sadece ölüm mü bekler bizi? Sevdiklerimizle geçirdiğimiz kısa sevinç anları dışında, ölene kadar var gücümüzle çalışmak ve acı çekmekle mi geçer hayatımız?

Hayatı boyunca çok çalışmış başarılı bir iş adamıyla ilgili bir öykü vardır. Bu adam kazandığı servetini öldükten sonra yanında götürmek istiyordu. Bu nedenle de ailesine, öldüğü zaman toprağa büyük bir delik açmalarını vasiyet etti; böylelikle öldüğü zaman bütün serveti de onunla birlikte toprağa verilebilecekti. Ailesi buna itiraz etti. “Neden istiyorsun bunu?” diye sordular. Adam, “Öldüğüm gün herkesin ne kadar başarılı olduğumu bilmesini arzu ediyorum” diye yanıtladı. “Bu nedenle de lüks arabamın içinde gömülmek, bütün mallarımı da mezarımda yanımda bulundurmak istiyorum.”

Bu öykü kulağa ne kadar çılgınca da gelse, birçok insan hayatları boyunca çok çalışır ve çok az sevinçli an yaşar; iş işten geçmeden de öldükleri zaman yanlarında bir şey götüremeyeceklerini tam olarak anlayamazlar. Kutsal Kitap bunu çok net biçimde gösteriyor. 1. Timoteos 6:7’de şöyle yazar: “Çünkü dünyaya ne bir şey getirdik, ne de ondan bir şey götürebiliriz”. Yani gerçek sevinç elde ettiğimiz maddi servetlerde bulunamaz. Dünyasal kazanımlarımızda, bize verilen onur payelerinde de bulamayız onu. Çünkü ölüm geldiği zaman bunların hepsi elimizden uçup gider. Dolayısıyla, madem ki şöhret geçicidir, para geçicidir, mal mülk geçicidir, ve yaşadığımız bu fiziksel dünyayla bağlantılı olan her şey madem ki geçicidir… Gerçek sevinç nerede bulunabilir?

Gerçek bir Hristiyan, gerçek sevincin sadece, ebedi varlık olan Tanrı’da bulunabileceğini bilir. Yaşam kısa, bizim payımıza genellikle acı ve ıstırabın düştüğü günahlı bir dünyada yaşıyoruz. Ölümlü insan yaşamı bir gün sona erecek; işte bu yüzden Tanrı bize Mesih İsa’ya iman yoluyla Kendisini ve yaşamı vermiştir. Böylelikle hem cennette sonsuz yaşamı, hem de her gün O’nunla, bu dünyada sevinci tecrübe edebiliriz! Bu sevinç, kim olduğumuzu ve bizi neyin beklediğini bilmekten kaynaklanır. Mesih’e iman eden kişiler bu dünyada Tanrı’nın sevilen ve bağışlanmış çocukları olduklarını, ileride de onlara vaat edilmiş olan cennetin ve Tanrı’yla birlikte yaşanacak ebedi sevincin kendilerini beklediğini bilirler.

Mezmur 28:7 bunu şu şekilde anlatıyor:

“RAB benim gücüm, kalkanımdır, O’na yürekten güveniyor ve yardım görüyorum. Yüreğim coşuyor, ezgilerimle O’na şükrediyorum.”

Günlük yaşamlarımızdaki sevincin gerçek odak noktası İsa’dadır.

Melekler O’nun doğumunu duyurdukları zaman, Luka 2:10-11’de şöyle demişlerdi: “Melek ise onlara, ‘Korkmayın!’ dedi. ’Size, tüm halk için büyük sevinç kaynağı olacak bir müjde getiriyorum: bugün size, Davut’un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih’tir.”

İsa’nın gelişiyle birlikte Hristiyan imanlılar Tanrı’nın kendilerini sevdiğini, onları günahtan ve ölümden kurtarmak için onlara bir Kurtarıcı sağladığını bilirler. İsa çarmıh üzerinde öldüğü ve Paskalya günü dirildiği için biliriz ki Tanrı bizi sevmektedir. Dirilmiş ve yaşamakta olan Mesih, her gün bizimle birliktedir. Ve nihayet, Tanrı’yla aramızdaki sevgi ilişkisi, bu dünyadaki gündelik hayatımızda ihtiyacımız olan gerçek sevinci bize sağlar.


Tagged

1 thought on “Tatil Bitti

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir