Karneler

Aile Yaşamı

Yakın zamanda karneler alındı. Çocuklarımız ders yılının ilk dönemindeki okul performanslarının bir değerlendirmesi bu karne denen şeyler. Onları önemsemek ama olduklarından fazla bir anlam da yüklememek gerek. Kabul, ders adlarının karşısında yazılı olan notlar elbette anlamsız değil. Okul başarısı çocuğumuzun bütün yaşamını etkileyebilecek önemli bir konu. Ama “başarı” kavramını okul başarısına ve notlara indirgemek doğru değil.  ‘Başarı’ kavramını adeta bir tür fetiş haline getirip çocukları “başarı için başarı” peşinde koşturmak bir kısır döngü çünkü.Bunun yerine, “kırık”ların olası nedenlerini araştırıp, küçük stratejiler belirlemek, çocuğunuzun okul başarısında ona yardım etmenizi kolaylaştıracaktır.

Karne şahane gelmedi mi?

Çocuğumuz pek başarılı bir karne getirmemiş de olsa, takdirname getiren arkadaşlarının tadını çıkardığı haklardan onları mahrum etmemeliyiz. Örneğin tatil. İkinci dönemde çocuğunuzun bazı arkadaşlarından daha fazla çalışması gerekiyor olabilir. Ama bu iyi bir tatili o arkadaşları kadar hak etmediği anlamına gelmez. Her çocuk her şeyin en iyisini hak eder. Karne notlarından bağımsız bir durum bu. Ve ayrıca: Tatil bir insan hakkıdır!

Kaygı bulaşıcıdır

Çocuğun başarısına hizmet etmeyecek bir diğer ebeveyn tepkisi de kaygınızı çocuğa bulaştırmak olacaktır. Kaygının başarı getireceğini düşünmeyin. Kaygılı bir çocuk potansiyelini ortaya çıkaramayacaktır. Sizin kaygılı tepkileriniz çocukta kalıcı kaygı davranışlarına yol açabilir. Eğer karne pek iç açıcı değilse ya da öğretmenlerden gelen geri bildirimler ortada bir sorun olduğunu gösteriyorsa, elbette bir şeylerin değişmesi gerekiyor demektir. Ama kaygılanmak yapılması gereken şeyler arasında değildir. Bunun yerine çocuğunuzun durumu görebilmesine yardımcı olmamız, bunu yaparken de onu her koşulda sevdiğimizi göstermeliyiz. Ona güvendiğimizden ve değer verdiğimizi hissettirmeliyiz.

Motivasyon faktörü

Çocuğun okul başarısını yükseltmek istiyor ve iyi bir karne getirmesini arzuluyorsanız ona motivasyon verin. Motivasyon deyince akla ilk gelen şeylerden bir ödül olsa da bu göründüğü kadar harika bir fikir olmayabilir.  Ödülün teşvik edici gücü yadsınamaz, kabul. Ama ödül tek motivasyon haline gelirse, bu, çocuğun gelişimine hizmet eden bir durum olmayacaktır. Öğrenme deneyiminin kendisi için değil de sonunda kazanacağı bir “kupa”, örneğin bisiklet için ders çalışması, çocuğunuz için iyi bir şey mi sizce? Bu bir tür “profesyonel öğrencilik” olmaz mı?

Heves ve umut

Tabii ki istediği o bisikleti ya da tablet bilgisayarı ona almayın demiyoruz ama çocuğunuza verebileceğiniz en iyi hediyeler, belki de heves ve umuttur. Bütün çocuklar merak duygusuyla doğar ve araştırma dürtüsüyle doğarlar. Yani harika öğrenciler olarak. Size düşense sadece, çocuğunuzun bu doğal öğrenme eğilimini köreltmemek. Onun merak duygusunu harekete geçirmeye çalışın. Onun araştırıcı yönüne değer verin. Ona ilgiyle cevap verin. Her yanıtı bilmeniz gerekmiyor. Onun ilgisini paylaşmanız yeterli. İlgisini çeken konu her neyse bu konuda araştırma yapmaya onu teşvik edin ve onun bu merak etme ve araştırma sürecine bizzat katılın. Bunun sadece onun için değil, sizin için de çok ödüllendirici bir deneyim olacağından kuşkunuz olmasın.

Üstelik, doğuştan gelen bu merak ve araştırma dürtüsünü derslere kanalize etmeniz de zor olmayacaktır. Bunu yaptığınızda ona bol bol umut vermeyi de ihmal etmeyin. İnsanlar, hele çocuklar söz konusu olduğunda boş umut diye bir şey yoktur.  Yapabileceğine ilişkin inancınızı, ona güvendiğinizi, ama her şeyden önemlisi, her durumda onu koşulsuz biçimde sevdiğinizi çocuğunuza hissettirdiğiniz sürece, onun derslere karşı ilgisiz kalması, okul başarısının yükselmemesi çok uzak bir ihtimaldir.

Bu yazı ilginizi çektiyse bunu da okumak isteyebilirsiniz.


Tagged

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir