Hormonlu Domates

Aile Yaşamı
Sosyal Medya

‘Ailesinden sevgi görmeyen çocuklar saldırgan oluyor’. Bu cümleyi o kadar sık duymaya başladık ki. En çok da, suç işlemiş veya işlemeye meyilli kişiler için kullanılıyor. Cinayet, adam yaralama, hırsızlık vb… bu suçlara karışmış insanların neredeyse hepsi ya hiç sevgi görmemiş ya da çok fazla nefrete, şiddete maruz kalmışlardır.

Uzmanlar ‘Kişinin akıl sağlığı açısından ne kadar sağlıklı olacağı ve nasıl bir hayat yaşayacağı anne-babası ile ilişkisinde ne kadar ”kabul” gördüğüne veya ”ret” edildiğine bağlı olarak değişiyor’ diyorlar.

Katılır mısınız katılmaz mısınız bilemem ama uzmanlara göre: Etrafınızda başkalarına bağımlı, hayatın zorluklarıyla yeterince başa çıkamayan, öfkesini kontrol etmekte güçlük çeken, duygularını göstermekte zorlanan, duygusal açıdan dengesiz kişiler varsa, muhtemelen sevgi görmemişlerdir.

Yukarıdaki sözlere kısmen katılmakla beraber dünyada ‘görülen’ veya ‘gösterilen’ sevginin bozulmuş olduğuna da inandığımı söylemem lazım.

Uzmanlar haklı; ailenizden sevgi görmemişseniz muhtemelen yukarıda sayılan sorunlarla karşı karşıya kalacaksınız. Peki ya sevgi gördüyseniz durum farklı mı olacak?

Yani dünyada, şu anda insanların birbirlerine gösterdiği sevgi, olması gereken ‘sevgi’ anlayışından hayli uzak.

Manavda koştura koştura ‘organik’ domates aramaya benziyor bu. Aldığımız sebzelerin onlarca kimyasal ile karıştırıldıktan sonra domatese, soğana benzemek dışında bir özelliği kalıyor mu? Yediğimiz şeye domates dışında artık her şey denilebilir.

Sevgi  için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Etrafta uçuşan ‘seni seviyorum’ cümlesi maalesef dünyanın en içi boş, en çok kullanılan ama anlamını yitirmiş cümlesi oldu.

Havada bu kadar çok sevgi sözcüğü uçuşurken dünyanın bu kadar çok kötülükle dolu olması size de garip gelmiyor mu?

Maalesef insanların birçoğu sevgi gördükleri halde duygusal dengesizlik yaşıyor. Ailesi, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından yeterince sevilmiş, iyi eğitim almış, iyi bir sosyal çevresi olan kişiler de suç işler. Bunun örneklerini gazetelerde görüyoruz.

Neden mi? Şu anda dünyamızda yaşanan sevgi hormonludur da ondan. Neden öyle olduğunu anlatmak yerine, neyin öyle olmadığını anlatayım isterseniz.

“Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.” 

Bu sözler İncil’den alınmıştır (1. Korintliler Mektubu, 13. Bölüm) ve ‘sevmek’ eyleminin sınırlarını ve standartlarını belirler. İncil şu gerçeğe işaret ediyor: Ne tür sevgi gösterirseniz gösterin -annenin çocuğuna olan sevgisi, sevgilinin sevgiliye olan sevgisi, doğa sevgisi, insan sevgisi- sonuçta yukarıdaki standartları taşımıyorsa, tam ve gerçek anlamda sevgi değildir o.

Eğri oturup doğru konuşalım; içerisinde ayetlerde sözü edilen “katkı maddeleri” bulunmayan ”organik” sevgi kolay kolay bulunmuyor.

Birisinden ‘seni seviyorum’ cümlesini ilk duyduğumuzda aklımızdan ‘Acaba benden ne istiyor ya da isteyecek?’ cümlesi geçiyor genellikle.

Saf sevgi dediğimiz şeyin içerisinde bile övünme, böbürlenme, kıskançlık, kendi çıkarını arama, karşıdaki kişinin yaptığı kötülükleri bir gün ona karşı kullanmak için hesabını tutma, karşıdakinin uğradığı haksızlığa sevinme gibi, ‘sevgi’ kavramıyla bağdaşmayan, ona aykırı olan durumlar var.

Yine şu bizim “organik domatese” dönelim. Yaşadığınız yerde şöyle gerçekten domates gibi bir domates yemek istiyorsanız, tavsiyem, bir “zaman makinesine” atlayıp domatesin ilk yaratıldığı zamana gitmeniz.

İnsanlar tarafından bozulup başka bir şeye dönüştürülmeden önce domates de sevgi de onu yaratan kişide orijinal halinde duruyordu, yani Tanrı’da.

Belki “domates gibi domatesi” bulmak için ülke dışına çıkmanız gerekebilir ancak saf ve katkısız sevgi hâlâ her yerde bulunabilir, çünkü o Tanrı’da mevcuttur.

İncil şöyle der:

“Tanrı’yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlu’nu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi. İşte sevgi budur” (1. Yuhanna 4:10).

Sevginin ne olduğunu Mesih’in bizim için canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz için canımızı vermemiz gerekir” (1. Yuhanna 3:16).

Sevgi nedir ve nasıl uygulanır sorusuna daha iyi bir pratik cevap verilebilir mi bilmiyorum. Tanrı sevgisinin yukarıda dile getirilen saf sevgi tanımına uyduğunu açıkça görebilirsiniz.

Saf sevgi arayışında olan milyonlarca insan var! Dünyadaki hormonlu sevgiden bıkmış, ondan kaçmaya çalışan milyonlarca insan var!

Belki de hiç sevmemiş, kullandığı hormonlu sevgiyi gerçek sevgi sanan milyonlarca insan var!

“Ey susamış olanlar, sulara gelin, parası olmayanlar, gelin, satın alın, yiyin” (Yeşaya 55:1).

İlk yaratılış anından bu yana hiç değişmemiş gerçek sevgiyi elinde tutan Yaradan’ın çağrısına kulak vermek, arayışlarınızı sonlandıracaktır.


Sosyal Medya
Tagged

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir