Günümüzde flört ‘özgür cinsellik’ kavramıyla neredeyse eş anlamlı hale gelmeye başlamış olsa da, onu evliliği ‘by-pass’ etmenin bir yolu olarak değil, evliliğe giden yoldaki genç çiftin birbirini tanıma süreci olarak görmek daha sağlıklı bir yaklaşım.İki insanın birbiriyle cinsel yönden uyumlu olup olmayacağını ‘test etmenin’ yolu cinselliği evlilik öncesinde yaşamaktan geçmiyor; böyle bir davranış çoğu zaman beraberliğin evlilikle sonuçlanmasına engel bile olabiliyor. Flörtü, evliliği düşünen bir çiftin, diyelim ki flört eden bir delikanlıyla bir genç kızın, birlikte geçirdiği zaman diye nitelemek flörtün doğru tanımı olabilir aslında.
Bu süreç, birbirlerinin bedeninden yararlanma (ki bu, kendimizi ‘doymuş’ hissettiğimiz zamana kadar heyecan verici olacak, ardından o kişi bizim için çekiciliğini yitirecektir) yerine, birbirini tanımaya adanabilirse çok verimli olabilir ve sağlıklı bir evliliğin temelini oluşturabilir. Böyle bir evlilikte cinsellik de muhtemelen çok daha doyurucu biçimde yaşanacaktır.
ÜÇ “UYUM ALANI”
Birbirini tanıma konusunda çeşitli kıstaslardan söz edilebilir. Ama ‘üç uyum alanı’ diyebileceğimiz üç farklı kouda partnerlerin genel tutumları, sözünü ettiğimiz bu ‘tanıma’ işinin sağlıklı biçimde gerçekleşmesine yardım edecek niteliktedir.
Birinci uyum alanı: Mizah anlayışları
Birbirini tanımanın çoğu zaman yeterince önemsenmeyen bir ölçütü; aynı şeylere gülüp gülmediğimiz. Benim kahkaha attığım bir espri ya da duruma yanımdaki kişi boş gözlerle bakıyorsa ortada bir sorun olabilir.
Partnerlerin mizah anlayışlarının birbiriyle uyumlu olması, ileride yapılacak evliliğin sağlığı bakımından iyiye işaret. Bu iyi bir evliliği tek başına garantilemese de, eşlerin aynı şeylere gülebiliyor olmaları aslında göründüğünden daha önemli. Ortak bir mizah anlayışı, paylaşılabilen kahkahalar, partnerlerin dünyaya nasıl baktıklarının bir göstergesi olduğu gibi zaman içinde birbirlerine olan bağlılıklarını ve güvenini ve saygısını da arttıracak bir faktör. Flört süreci ya da evlilik öncesi tanışma aşaması, çiftin bu uyum alanındaki durumlarını test edebilmesi açısından iyi bir fırsat. Ne de olsa bedensel çekim yanıltıcı olabilir. Cinsel çekimin kısa süreli büyüsü ortadan kalkınca, espri anlayışı bizimkinden çok farklı bir insanı eskisi kadar çekici bulmayabiliriz.
İkinci alan: Sohbet edebilirlik
Herhangi bir konu hakkında, tartışmadan, birbirimizi dinleyerek uzunca bir süre konuşabiliyor muyuz? Doğru yoldayız demektir. Hayatın görece küçük konularında da konuşmaya değer birçok ilginç yan vardır ve müstakbel eşler ne kadar çok sayıda konuda sohbet edebiliyorsa, evliliklerinin o kadar sağlam olacağını öngörebiliriz. İyi bir sohbet, tarafların birbirini kendileriyle eşit düzeyde gördüğünün, birbirlerine değer verdiklerinin bir göstergesidir. Bu, aynı zamanda çok sayıda ortak noktanızın, ortak ilgi alanınızın olduğunu da gösterir. Ve bütün bunlar iyi bir evliliğin olmazsa olmazlarıdır.
ÜÇ: Hayaller
Ortak hayalleriniz var mı? Ya da bireysel hayalleriniz içinde o özel kişinin bir yeri var mı? Bu sorulara her ikinizin cevabı da evetse, evlenmek için büyük olasılıkla doğru kişiyle birliktesiniz demektir ve o kişiyle yapacağınız evlilik bu hayallerin birçoğunun gerçekleştirileceği yer olabilir. Ama tabii bu ‘hayal uyumu’ durumunun, yukarıdaki diğer iki unsurla bir arada olması gerekiyor.
Flört: Evlilik dışı cinsellik değil evlilik öncesi arkadaşlık
Flört diye adlandırabileceğimiz bir ilişkinin evlilik-dışı cinselliğin yaşanabildiği bir tür sahte özgürlük platformu olarak görmek yerine, genç insanların hayatı paylaşmayı düşündükleri o özel insanı daha iyi tanımanın, ortak yönlerini keşfetmenin bir fırsatı olarak görmeleri daha sağlıklı bir tutum. Evliliği düşünen bir kadınla bir erkeğin birbirilerini tanımaları için böyle bir süreç gerçekten çok önemli. Kimbilir belki de kadim ‘nişanlılık’ kurumu bunun için var ve gelenekler birçok durumda bizi koruyabilir. Hem de bazen kendimizden bile.