Beklentilerimiz Ve Hak Ettiklerimiz

Kişisel Gelişim

Beklenti konusunda zirveyi yaşayan bir dünyada yaşıyoruz. Beklentilerimiz ve hak ettiklerimiz acaba neler? Sınavdan yeni çıkan arkadaşa soruyoruz, “Ne bekliyorsun?” diye; “100 bekliyorum” diye yanıt veriyor. Bir gece önce sabaha kadar oyun oynamış, sabahleyin de zar zor uyanıp sınava gelmiş bir kişiden bahsediyorum.

Adamın teki patronunun karşısına dikilip, “Zam ve terfi istiyorum” diyor. Aynı gün işten çıkarıldığını öğreniyor.

En çılgını da piyangocularda, at yarışı dükkanlarında, şans oyunlarında. Herkes zengin olmayı bekliyor. Hem de televizyon başında kağıt karalayarak.

Beklenti söz konusuysa elimize kimse su dökemez.

Ancak ne çalışırız, ne çabalarız, ne de o beklentiyi karşılayacak pratikleri hayata geçiririz. Sonra da bu insanlar nasıl başarılı oluyor diye hayıflanır dururuz. Bir şeyler yapıyoruz ancak doğru şeyi doğru yerde, doğu zamanda yapmadığımız için bu başarısızlıkta beklenti furyası.

Durum inanç konusunda da değişmiyor. O kadar çok sevap işliyoruz ki Allah’ı bunları değerlendirmek zorundaymış  gibi düşünüyoruz. Ancak doğru olan pratik ibadeti rutin ve çok yapmak mı? Cennete kim gidecek; 10.000 kere ibadet etmiş olan mı, yoksa yüreğinde gerçek Allah sevgisi olan mı?

Burada sorun nerede mi diye düşünüyorsunuz? Sorun herkesin Tanrı ile bir alışveriş içerisinde olması ve bundan beklentileri. İnsanlar ibadetlerini sayısal olarak değerlendiriyor. Ancak beklenti yüzünden o kadar samimiyetsizler ki!

Tanrı’ya da bunun gibi davranıyoruz. Bir sevap işliyoruz sonra, “Sana bugün 167 kez sevdiğimi söyledim, sen de bana istediklerimi ver” diyoruz.

Çok uzak değil, yakında çıkan bir gazete haberini paylaşayım. Haberde bahsi geçen kadın eşinin kendisine yıl boyunca her gün onlarca ‘seni seviyorum’ mesajı attığını, ona ne kadar bağlı olduğunu söylediğini aktarıyor.

Haberin devamında kocasının bu süre boyunca kendisini onlarca kez aldattığını söylüyor. Ne oldu sevgiye?

Allah’ı gerçekten sevmediyseniz ibadet etmiş sayılmazsınız.

Ancak sevgi gibi değerli bir duyguyu tekrarladığınızda değil gerçekten hissederek söyleyip yerine getirdiğinizde değerli olduğunu görebiliyoruz.

Yine gelelim beklentiye! Allah’ı gerçekten sevmemiş olabilir misiniz? Herkesin ağzında dolaşan Allah’a yönelik sevgi sözcükleri o kadar sahte, o kadar yapmacık ki! Aynı anda hem dua edip hem küfredebiliyor, hem de yalan söyleyebiliyoruz. Aynı ağız ile yapıyoruz bunu. Aynı anda hem ellerimizi yıkayıp hem çalabiliyoruz. Aynı ellerle yapıyoruz bunu. Aynı anda hem yaratılanı yaratandan ötürü severiz yalanını söyleyip şiddeti, cinayeti, haksızlığı alkışlayabiliyoruz.

Hırsızın, katilin, dolandırıcının da içini rahatlatmak için ibadet ettiğini unutmayalım!

Etrafımızda en çok söylenen yalan, insanların hakkını yemenin büyük bir günah olduğuna inancımız. Peki bu iki yüzlülük karşısında beklentimiz nedir? Cennet! Herkes beklentisini yüksekte tutuyor.

Bir Hristiyan kesinlikle bu iki yüzlülüğün içinde olmamalı. Sözü ile davranışları tutarlı bir kişi olmalı. “Tanrı’yı seviyorum” deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır. Çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Tanrı’yı sevemez.

Yukarıdaki ayete göre insandan nefret edip Allah’ı sevmen mümkün değil.

Aynı şekilde Kutsal Kitap;

İsa ona şu karşılığı verdi: “‘Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’…İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’  diyor.

Bunları yerine getirmeyip sahte göstermelik bir sevgi ile sevdiğin Allah’ın yanına, cennete gitmeyi beklemek hayaldir. Allah yaptıklarımızın sayısına bakmıyor. 1000 kere değil 100.000 kere de Allah’ın ismini çağırsan ancak O’nu layığı ile yürekten sevmezsen, insanları sevmezsen, içten derinden sevmezsen yaptıklarının hepsi boştur.

İnsanlar Allah’ın sürekli yüreğimize ve düşüncelerimize baktığını bilseler acaba nasıl davranırlardı?

Allah’ı layığı ile sevmez ve yüreğimizi değiştirmez isek öte hayatta beklentileriniz hiç çalışmadığınız bir sınavdan 100 beklemek gibi olur. Ve evet, bir çok kişi aldığı nottan memnun olmayacak, bundan emin olabilirsiniz!


Tagged

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir