“Kadınlarla erkekler birbirinin aynıdır (!)” Kadın haklarıyla ilgili söz söyleyenlerden hiç böyle bir cümle duydunuz mu? İnsan Hakları Bildirgesi’nde ya da kadınların haklarıyla ilgili bir metinde böyle bir söze rastladınız mı? Rastlamış olamazsınız, çünkü eşitlik savunucularının böyle bir iddiaları yoktur. Hiçbir kadın hakları savunucusu, “Kadınlarla erkekler aynıdır, tıpatıp birbirlerinin kopyalarıdır” gibi bir iddiada bulunmaz. Ama galiba toplumumuzda bu iki kavram çoğu zaman birbirine karıştırılıyor. Kadın-erkek eşitliğine karşı görüşü savunanlar, “Kadınlarla erkekler aynı değildir” diyorlar. “Kadınlar ve erkekler birbirinden farklı varlıklardır. Bedensel ve duygusal olarak birbirlerinden farklı yaratılmışlardır!”
Aynı değil ama eşit
İyi ama, bunun aksini söyleyen yok ki zaten! Elbette kadınlarla erkekler birbirlerinin aynı değildir. Aralarında birçok fark vardır. Bunu bilmek için ne biyoloji profesörü olmaya, ne de insan davranışları konusunda uzmanlaşmaya gerek var. Beş yaşında bir kız ya da oğlan çocuğuna da sorsanız size bu gerçeği söyleyecektir.
Evet, bedensel, fiziksel farkların yanı sıra, duygusal açıdan da iki cinsiyet birbirinden oldukça farklıdır gerçekten. Genel eğilim bakımından kadınlar ve erkekler, birbirini taklit etmek üzere değil, birbirini bütünlemek, eksik yönlerini tamamlamak üzere yaratılmış gibidirler. Çoğu zaman hayata ve olaylara farklı açıdan yaklaşırlar. Bir anneyle bir babanın çocuklarına sevgi gösterme tarzları ve onları yetiştirme anlayışları bile çoğu zaman belirgin biçimde farklı değil midir? Kısaca, “kadın yaklaşımı” ve “erkek yaklaşımı” diye iki farklı yetişkin tavrından bahsedilebilir herhalde. En azından genel olarak.
Ayrımcı çarpıtmalardan sakınalım!
Bütün bunları söylerken, bu “aynı olmama” durumunu da ayrımcı çarpıtmalardan özenle korumak gerek. Aslında aynı işi (çoğunlukla ‘erkeklere göre’ olduğu kabul edilen herhangi bir işi) bir erkek yerine bir kadın da pekâlâ yapabilir. Kadınların herhangi bir konuda ne beceri açısından ne de başka bir bakımdan bir eksiklerinin olmadığı aşikâr. Konu, bir “eksiklik” konusu değildir yani. Sadece bir kadının bazı ağır işlerde çalışması ve bu tür işlerde uzmanlaşması, basitçe, pratik değildir, hepsi bu. Ve unutulmamalı ki bunlar asla değiştirilemez kurallar değil, genel eğilimler olarak görülmeli. Yoksa ‘erkek işi’ gibi görülen birçok meslekte uzmanlaşmış, ustalaşmış birçok kadın vardır elbette.
İstisnalara gereken saygıyı göstermeyi unutmadan, cinsiyetler arasındaki doğal farklılıkların bilgece nedenlere dayandığını görmek esas olmalı. Ve toplumsal rol ve görevlerimizi üstlenirken bu farklılıkları dikkate almak.
Neden Farklısın?
Yine de birçok insan, kadınla erkeğin birbirini bütünleyen farklılıklara sahip oldukları gerçeğini yanlış yorumluyor. “Kadın ve erkek aynı değildir” cümlesini alıp, “Kadın ve erkek eşit değildir!” şeklinde değiştiriyorlar. İşin kötüsü, bu yaklaşım toplumsal kabullere ve yasal metinlerin kaleme alınış biçimine de yansıyabiliyor.
“Kadınla erkek eşit değildir çünkü kadınlarla erkekler farklı yapıdadırlar!” Bu cümlede bir mantık hatası var. Neden mi? Bu iki varlık arasındaki eşitlik, onların birbirlerinin karbon kopyası olması gerektiği anlamına gelmiyor da ondan. Söz konusu eşitlik değer bakımından, fırsatlara ulaşma olanakları bakımından, yasalar önündeki haklar bakımından bir kadınla bir erkek arasında hiçbir fark olamayacağını ifade ediyor.
Hangi cinsiyette yaratılmış olduğumuzun insan olarak değerimiz, vatandaşlık statümüz ve temel insan haklarımız üzerinde hiçbir etkisi yok. Ve olmamalı. Kadın-erkek eşitliği her durumda savunulması gereken çok temel bir insan hakları ilkesi olarak görülmeli.
Evet, kadınlarla erkekler birçok bakımdan farklılar. Birbirilerinin aynadaki görüntüleri olmadıkları kesin. Ama insanlık değeri, zekâ ve çeşitli yetenekler bakımından bu iki cinsiyet birbirlerinden üstün değiller ve toplum içindeki yerleri, yasalar karşısındaki konumları bakımından da sonuna kadar eşit muamele görmeliler. “Yaşasın kadın-erkek eşitliği” demek, bu bakımdan “Yaşasın kadın-erkek farklılığı” demeyi de gerektiriyor. Bu iki slogan da tıpkı kadın ve erkek cinsiyetleri gibi birbirlerini bütünlüyorlar çünkü.
1 thought on “Kadın-Erkek “Aynılığı””