Boşanma, giderek daha çok sayıda çiftin, evlilikle ilgili sorunlarında bir çare olarak görmeye başladığı bir yol. Oysa bu çoğu durumda hiç de iyi bir çözüm değil. Boşanmanın özellikle çocuklar üzerindeki etkileri son derece olumsuz olabiliyor. Çok geçerli bir neden olmadıkça çiftler boşanmayı sorunların çözümü için bir yol olarak görmemeli. Yapıcı çözümler yerine bu yolu tercih eden çiftlerin büyük çoğunluğu, çeşitli nedenlerden dolayı bu kararlarından dolayı pişmanlık duyuyor. Aşağıdaki yazı evlilikle ilgili sorunlarının barışçı bir biçimde çözümüne yardımcı olmayı amaçlıyor.
Boşanma ve Getirdiği Pişmanlıklar
Aile ve evlilik kavramları giderek önemini ve ağırlığını yitiriyor. Eşlerin birbirine tahammül derecesi azaldıkça, anlaşmaya varma istekleri köreldikçe, boşanma herkes için iyi bir yol olarak gözükmeye başlıyor.
Boşanma isteği en küçük tartışmada çekilen bir kılıç olmuş:
“Yarın kendine bir avukat bul, boşanıyoruz!”
Bu cümleyi neredeyse her hafta yapılan rutin aile kavgalarında söyleyen çift sayısı giderek artıyor.
Boşanma isteğinin gerekçeleri, şiddet, ölüm tehlikesi gibi durumlar içeriyorsa, boşanma veya boşanmama konusunda kimseye bir şey söyleyemeyiz. Kişinin tercihi canını kurtarmakla ilgiliyse, kimse bir şey diyemez.
Ancak günümüzdeki boşanmaların çoğu için durum bu değil. Çoğu örnekte küçük anlaşmazlıklar yüzünden boşanıyor insanlar.
Boşanmak o kadar matah bir şey mi?
Gözünüzü karartıp aklınıza ilk geleni yapmak için harekete geçmeden önce, size yeni yollar denemek için bir fırsat daha sunulduğunu düşünün.
Birçok çift boşanma kararını parmak şıklatır gibi bir anda alıyor, çok geçmeden de pişman oluyorlar.
Böyle çarçabuk boşanıvermek insanlara neler getiriyor –ya da götürüyor- bir bakalım:
Ayrı anne babalar ve yalnız çocuklar
1.Keder:
Sizden bahsetmiyorum; bahsettiğim çocuklarınız. Çünkü boşanma çiftler için çoğu zaman “oh be, kurtuldum” duygudu yaratıyor. Ancak annesiyle babası ayrıldığı için böyle sevinç duyan çocuk var mıdır? Anne veya babanın varlığı ailedeki düzeni sağlamlaştırıyor. Çocukların aile birlikteliği ile beslendiğini biliyoruz. Boşanan eşlerin çocukları ne yazık ki bu gıdadan yoksun kalıyor.
Bu hoşlanmadığınız, işinize gelmeyen, gömleğin yakasındaki etiket gibi sizi rahatsız eden bir durumdan kurtulma çabanıza benziyor. Çabanız sizi rahatlatıyor belki, ancak çevrenizdekilere –kaçınılmaz olarak en çok çocuklarınıza- getirdiği kederi göz ardı etmiş oluyorsunuz.
Alışmak kolay olmayabilir
2.Sarsıntı:
Hiç çenenizin en arkasındaki azı dişlerini çektirdiniz mi? Çektirenleri tanıyorum; ilk birkaç ay boyunca olmayan dişleri ile yemeye çalıştıkları için arkadaki diş etleri ağrıyormuş. Eşinizi bir dişe benzetmiyorum; eşinizin hayatınızdaki yerini bir dişe benzetiyorum. Artık onun hayatınızda olmadığı gerçeğine alışmanız zaman alır ve bu sancılı bir süreç olabilir.
Kaza atlatan insanların ilk anda yaşadıkları şok inanılmazdır. Zihin dış uyarıcılara kendini kapatır ve o anı tekrar tekrar yaşar insan. Şoku atlattıktan hemen sonra da kazadan yıllar sonra da o kaza anını hatırlatacak tetikleyiciler size kaza anına geri götürür.
Boşanma gerçekleştikten sonra birçok çift hayatlarını değiştiriyor. Örneğin kişiye boşandığı eşini hatırlattığı için evini değiştirenler vardır. Taşınma nedeniyle çocukların okullarını değiştirmeleri de sorun yaratır. Yeni öğretmenlere ve yeni arkadaşlara alışmak, yeni çevreye uyum sağlamak her zaman zordur.
Bütün bu değişiklikler bir dişin yerinden çıkmasına benzetilebilir. Boşanmanın getirdiği travmaysa bir kazadan sonra yaşanılan şok haline benzer.
Bir de yeniden evlenme senaryosu işin içine girince çocuklar için durum daha da zorlaşır. Yeni bir ebeveynin ve çocuklarının da aileye dahil olması (ki bu uzak bir ihtimal değildir), durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
3.Bölünme:
Boşandıktan sonra eşinize ve çocuklarınıza olan sorumluluklarınızdan kurtulduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Yanılıyorsunuz.
Eski eşinizle artık kavga etmiyorsunuz, konuşmuyor, stresli bir ortamda bulunmuyorsunuz. Ancak birçok çift ya çocukları ya da çevreleri aracılığıyla birbiri ile istemedikleri halde iletişim kuruyorlar. Çocuklarınızın eski eşinize gitmeleri, onda kalmaları, eşiniz ile geçirecekleri tatil zamanları, maddi sorumluluklar veya bunları yerine getirmeyen eşle konuşmak, çocuklarınızın yaşadığı sorunları çözmek için eski eşlerin bir araya gelmesi… gibi durumlar evliyken olduğundan daha çok konuşmanıza bile yol açabilir.
Ancak unutmayın, artık bu durumları normal bir aile gibi çözemeyeceksiniz çünkü artık iki yabancısınız. Ve iletişiminiz eski iletişiminizden farklı olmalı.
Aynaya bakmak
4.Sorunun Kendinizde Olabileceği Gerçeği:
Boşandıktan sonra boşanamayacağınız tek kişi olan kendinizle baş başa kalacağınızı unutmayın. Boşanan insanların yüzde 60 kadarı yeniden evleniyor, evlenenlerin büyük bir çoğunluğu ise yeniden boşanıyor.
Yukarıda saydığım sonuçların katlanarak tekrar ettiğini düşünün. Sorun sizdeyse her evlilik boşanma ile sonuçlanacak. Her boşanmada durum daha karmaşık ve içinden çıkılmaz hale gelecek. Çünkü genellikle bir çift birbirlerinden duygusal parçalar koparmadan birbirlerinden ayrılamaz.
Bu listeyi uzatabiliriz, arkadaşların kaybı, birlikte yaşanan güzel zamanlar, anılar ve kendinizle baş başa kaldığınız o zor an.
Severek evlendiğiniz insan artık bir yabancı ve siz bundan sonraki hayatınızda, bütün sorumlulukları tek başına yüklenmek, kararları tek başınıza almak zorundasınız.
Peki ne mi yapmalı?
İncil;
diyor.
Evet, bu pekâlâ mümkündür. Alçakgönüllü olmanın, başkasını kendinden üstün saymanın, karşılıksız sevmenin ilk önce evliliğinizden başlaması gerektiği gerçeği size boşanma fikrinden uzak tutabilir. Bu konuyla ilgili bir sayfa daha yazabilirim. Ancak her şeyden önce, boşanmaya karar vermeden önce çok iyi düşünün demek isterim.
Atmanız gereken diğer adım başka bir yazının konusu.